2020-21 normal sezon maçlarından sonra THY Euroleague Playoff serileri tamamlandı ve Final 4 katılacak takımlar belli oldu. Tahminlerin aksine (yani benim tahminlerimin aksine diyelim) oldukça sert ve çekişmeli geçen seriler izledik. Tam 3 serinin sonucunu 5. ve son maçlar belirledi… Gerçekten inanılmazdı!!
Gelin bu ikinci yazımda serileri daha yakından inceleyelim…
CSKA-FENERBAHÇE BEKO
Moskova’da oynanan ve özellikle oldukça sert geçen 2. maçtan sonra (hakemler sağolsun!!) seri İstanbul’a taşınmıştı. Hem Covid izolasyon sürecini atlatan Jarrell Eddie hem de sakatlık sonrası sahalara bu maçla dönen Jan Vesely’nin katılımıyla (hatta sakat olmasına rağmen süre alan Ahmet Düverioğlu ile beraber) Fenerbahçe Beko daha geniş bir rotasyona kavuşmuştu.
3. Maça da bu moral ve iştahla başlayan Sarı Lacivertliler müthiş bir seri ile öne fırladı (12-0) Bu skorda Fenerbahçe Beko’nun bu sezon oyun stratejisini oluşturan 3’lü sac ayağı oyuncuların aynı anda sahada olmasının payı elbette büyüktü. (De Colo – Guduric – Vesely)
2. Periyottan itibaren Guduric’in devreye tam girememesi; Lorenzo Brown’un savruk oyunu ile birleşince temsilcimiz tam anlamıyla DURDU! İlk çeyrekte 7 sayı (24-17) farkı bulan takım ikinci çeyrekte ise 12 sayı fark yiyince (15-27) soyunma odasına yenik girdi.
Bunu değiştirmek için yüksek motivasyonla 3. periyoda iyi başlayan Fenerbahçe Beko’da Jan Vesely’ye çalınan anlamsız faul düdükleri maalesef oyunun İÇİNE etti!!
Oyun dışında kalan Çek oyuncuya hırslarını bir türlü alamayan hakemler bir faul daha çalarak onu soyunma odasına gönderdiler!! (Sadece YUHH diyorum)
Normalde hakem konuşmak elbette istemem ama Vesely’e çalınan KOMEDİ bir hücum faul üzerine teknik ve bir teknik faul daha gelince insan ister istemez İSYAN ediyor!!
Düşünün 5 faul ile oyun dışı kalan Jan Vesely’ye hiç savunma faulu ÇALINMADI! Yani artık bu kadarına da PES!
Zaten açıkçası hakem terörünün bu defa kenar yönetimimize yöneldiğini görünce (Erdem Can çizgiye bastı diye teknik faul çalmalar falan gibi) maçın bittiğini hepimiz anlamıştık.
Bu çeyreği de 16 sayı farkla (11-27) önde kapatan Moskova ekibi maçı ve seriyi kazanarak Final 4 ‘a yükselen ilk takım oldu.
CSKA Moskova’da ön plana çıkan oyuncular kariyer gecesini yaşayan Will Clyburn (34 sayı, 7 ribaunt) ve sezon ortasında takıma katılan Iffe Lundberg (22 sayı, 7 ribaunt, 5 asist, 4 top çalma) oldu…
Fenerbahçe Beko’da ise Nando De Colo (22 sayı, 3 asist) performansına eşlik eden pek çıkmadı. Marko Guduric (10 sayı, 3 ribaunt) ile sınırlı katkı sağlarken gelecek adına en önemli kazanım Tarık Biberovic oldu. 2001 doğumlu genç oyuncu maçı (7 sayı, 7 ribaunt, 1 asist, 1 top çalma) ile tamamlayarak bu kara gecede adeta ışık saçtı!! Bravo Tarık (alkış)
Maçın/Serinin Anahtarı: Hakemleri bir kenara bırakırsak serinin anahtarı CSKA adına 2. çeyrekte yapılan etkili alan savunmasıydı. De Colo’yu Hackett ile adam adama alıp arka ve ön alana dengeli yerleşerek yaptıkları alan savunması ortadan delinmeyince ya da şutlarla cezası kesilmeyince maç CSKA’ya döndü!
Tahminim tuttu mu? HAYIR (ben 3-1 CSKA demiştim)
MAÇ ÖZET
ANADOLU EFES – REAL MADRID
2-0 üstünlükle güle oynadıkları maçlardan sonra temsilcimiz Anadolu Efes’in seriyi İspanya’da rahatça bitireceğini düşünenler (başta ben!) fena halde yanıldılar…
Pablo Lasso şapkadan tavşan çıkartarak seriyi 5. maça / İstanbul’a taşımayı başardı.
İspanya’da 3. Maç aslında fena başlamamış ve 4. çeyreğin ortasına kadar da iyi de gidiyordu. İşte son 5 dakikada Anadolu Efes’li oyuncular oynadıkları oyunu bırakıp süreye oynamaya başlayınca “kan kokusu alan piranalar” misali Sergio Llull ve Rudy Fernandez’in atakları (birazda mucizevi şekilde) maçı Real’e getirdi.
4. Maç ise bir anlamda 3. maçın geniş özeti ya da kopyası gibiydi. Lasso’nun Tavares olmadan oynattığı 1+2+2 hareketli alan savunmasına bir türlü çözüm üretemeyen temsilcimiz (ki bu maça 0-17 bir seri ile yenik başlamıştı Efes) önde götürdüğü maçı yine 4. Çeyrekte Madrid’e verdi. Tabi bu maçın önemli aktörü Jaycee Carroll’ı da ayrıca tebrik etmek lazım. (20 sayı)
İspanya’daki bu iki maçta takımımızın en istikrarlı ismi olarak Rodrique Beaubois ön plana çıkarken Real Madrid’de bu isimler Usman Garuba ve Sergio Llull oldu.
Serinin 5. maçı İstanbul’a kalmıştı. Elbette çok stresli bir maç olacaktı. Oyuncular da bu gerginlikten nasipleri almışlardı. Eee kolay değil koca bir sezonun emeği dönüp dolaşıp 1 maça endeksleniyordu…
Nitekim maça kafalar karışık başlayan temsilcimiz devrede hep geride kaldı. Oyuncularımızın çoğu oyuna bir türlü giremedi. (Beaubois gibi, Larkin gibi..)
Devreyi geride bitiren Anadolu Efes buldukları ilk isabetle (Micic) ile streslerinden arındılar ve alıştığımız Anadolu Efes oyununu oynayarak çeyreği önde kapattılar. (60-57)
4. Çeyrek yine sinir harbi ile geçmesine rağmen Simon’un çok zor bir 3 lüğü ve maçı muhteşem oynayan Chris Singleton ‘ın hayat kurtaran ribaundu ile maçı kazanan temsilcimiz adını yine Final 4’a yazdırdı…
Temsilcimizde Chris Singleton (26 sayı, 8 ribaunt) ile müthiş oynarken Vasilije Micic (18 sayı, 5 asist) ve Krunoslav Simon (17 sayı, 3 asist) katkıları galibiyeti getirdi.
Real Madrid’de ise ön plana çıkan oyuncu Laprovittola oldu. (17 sayı, 4 asist)
Maçın Anahtarı / Serinin Anahtarı: Aslında itiraf etmek gerekirse Anadolu Efes beklentilerin aksine Real Madrid’in savunmasına tam olarak önlem alamamıştı. Ama kritik faktör ise 4 numara katkısıydı. Chris Singleton’ın kahramanca mücadelesi ile temsilcimiz 4 numaradan resmen “1 yıllık katkı” aldı desek yeridir..
Tahminim tuttu mu? HAYIR (ben Anadolu Efes’in seriyi 3-0 ile bitireceğini düşünmüştüm!
MAÇ ÖZET
FC BARCELONA – ZENIT
Açıkcası uzun süredir beni bu kadar şaşırtan bir seri daha yaşadığımı hatırlamıyorum. Kağıt üstünde de baksanız, sahada da baksanız, sağdan, soldan, ortadan yukarıdan, aşağıdan farketmez nereden bakarsanız bakın bu serinin TEK ve NET favorisi Barça idi.
Ama şu bir gerçek bu seriyi adeta bir Eurocup takımı gibi rezalet oynayan da Barça oldu.
Baş suçlu kim? Bence açık ve net Saras Jasikevicius!!
Yani daha önce Podcast yayınlarında da net şekilde söylemiştim…
Tekrarlıyorum;
Saras’ın altında son model bir Ferrari otomobil var ama o bu arabayı Murat 124 gibi sürüyor!!
Seri aslında Rusya’da bitmeliydi ama Kevin PANGOS’u yine hafife alınca Barça seri 5.maça kaldı.
İspanya’da ise derslerine daha iyi çalışmış bir Barcelona izledik. Özellikle Pau Gasol’dan alınan 4 blokluk katkı savunma dirençlerini de arttırınca farklı galibiyetle Final 4 bileti Katalanlar’a geldi!
Son maçta Pau Gasol (7 sayı, 4 blok) ile X Factor olurken; Brandon Davies (11 sayı, 8 ribaunt); Corry Higgins (15 sayı) ve Nick Calathes (12 sayı, 5 asist) ile etkili oldular.
Zenit’te ise Pangos 7 sayıda kalırken tam 10 asist üretti!
Maçın / Serinin Anahtarı: Kevin Pangos’a önlem alınıp pas kanallarını keserek tempoyu yükseltmek ve yüksek sayıya gitmek… Bu basit işi ancak layıkıyla 5. Maçta yaptı Barcelona ve farklı galibiyet geldi!
Tahminim Tuttu mu? HAYIR (Ben seriyi Barcelona’nın (3-1) kazanacağını düşünmüştüm!
MAÇ ÖZET
AX MILAN – FC BAYERN MUNICH
Playoff serileri içerisinde açık ara en çekişmeli ve en sert seri bu seri oldu.. Her iki takıma da yürekten tebrikler!!
2. ve 3. maçlar dışında her maçta bir dram bir çekişme kısacası bir olay vardı!!
Müthiş başladı ve müthiş bitti gerçekten…
Milano’da ilk maçta büyük bir acemilik dalgınlıkla ellerindeki maçı veren Bayern Munich farklı kaybettikleri 2. maçın sonunda hırsla karışık gerginlik, aslında serinin henüz bitmediğini söyler gibiydiler..
Nitekim 3. maça son derece agresif başlayan Alman ekibi maçı kazanmayı ilk dakika itibariyle garantiledi…
4. maç yine dramatik anlara sahne oldu. Maça çok iyi başlayan ve kazanmak için her şeyi yapan AX Milan karşısında (Delaney 28 sayı ile yıldızlaştı) son çeyrekte 12 sayıdan geriden gelen Bayern Munich maçı kazanmayı ve seriyi 5. Maça taşımayı başardı.
Bu maçta 82-80 AX Milan öndeyken kapılan topta 2 ye 1 hücum u (Zipser-Lucic) Alley-oop ile bitiren Bayern Munich nasıl iştahlı ve agresif olduğunu ve Final 4’u istediğini gösterdi aslında (biraz acemice ama çok cesur bir hamleydi bu)
Milano’da oynanan 5. Maçta aslında her şey bitti diye düşünmüştük (en azından ben) ama 1 dakika kala 12 sayı (91-79) geride olan FC Bayern Munich az daha bir mucizeyi başarıyor ve maçı kazanıyordu..
Anlatılmaz yaşanır cinsinden olayların olduğu bu 1 dakikada skoru (91-89) getiren ve mucizevi şekilde son hücumu da kullanma fırsatını eline geçiren Munich temsilcisi Baldwin’in saçmalaması ile maçı, seriyi ve Final 4’u bir anlamda elleriyle AX Milan’a verdi.
Bu maçta AX Milan’da (o son anda yaptığı hücum faul ile az daha herseye berbat edecek olan) Shavon Shields (34 sayı, 5 ribaunt, 2 asist, 2 top çalma) ile yıldızlaştı…
Ona son hücumda Wade Baldwin’e yaptığı harika savunma ile Kyle Hines (12 sayı, 7 ribaunt) eşlik etti.
FC Bayern Munich’te ise seri boyunca etkisiz kalan Jaylen Reynolds (19 sayı, 10 ribaunt) ile oynarken JaJuan Johnson (14 sayı, 9 ribaunt) ile ona eşlik etti.
Wade Baldwin ise (tıpkı Lorenzo Brown gibi) savruk ve tehlikeliydi. (17 sayı, 5 asist) yapan iki ucu keskin bıçak!!
Serinin / Maçın Anahtarı: Tüm seri boyunca aslında basit bir gerçek ortaya çıktı. Savunmada dirençli olan, güçlü kalabilen maçları kazandı. Konsantrasyon kaybı taşıyanlar ise maçları kaybetti. İşte tam da bu yüzden mental olarak daha kuvvetli kalabilen AX Milan Final 4 bileti aldı!
Tahminim Tuttu mu? HAYIR çünkü ben (3-1 AX Milan) alır demiştim!
MAÇ ÖZET
Evet bu sonuçlardan sonra Final 4 kalan takımlar belli oldu…
- CSKA
- ANADOLU EFES
- AX MILAN
- FC BARCELONA
28-30 Mayıs tarihleri arasında Almanya’nın Köln kentinde düzenlenecek olan Final 4 organizasyonunda yarı final eşleşmeleri de şimdiden belli…
- CSKA – ANADOLU EFES
- FC BARCELONA – AX MILAN
Playoff mücadelesi veren 8 takımları tebrik ederken Final 4’a kalan takımlara (başta temsilcimiz Anadolu Efes olmak üzere tabi) başarılar dilerim…
Umarım güzel / zevkli maçlar izlediğimiz ve sonunda Anadolu Efes’in kazandığı bir Final Four izleriz…
Görüşmek üzere…
