Basketbol ve Bize Öğrettikleri

Burada basketbolu ve bize öğrettiklerini gözlemleyeceğiz…

***TayfunGozunden***

Jermaine O’Neal – J.O /The KID (İkinci Bölüm)

Jermaine O’Neal – The KID hayatını anlattığım yazının ikinci bölümü ile devam ediyoruz…. 

En son nerede kalmıştık? Evet Rick Carlise ile farklı bir ivme yakalayan Pacers sert ve çekişmeli geçen Doğu Konferans Finalinde Detroit Pistons’a elenmişlerdi ama takım yükselen performansları ile dikkat çekiyordu….

Artık bir sonraki aşamaya yani NBA Finallerine (hatta belki şampiyonluğa) ulaşmayı bekledikleri 2004-05 sezonu ise aslında iyi başlamasına rağmen son derece üzücü bir olay ile sarsıldı….

Hafızalarda “Malice at the Palace” olarak yer eden son derece üzücü olayların çıktığı normal sezon maçında Detroit Pistons’ın salonu “The Palace” önce iki takım oyuncuları daha sonra da Indiana Pacers oyuncuları (Stephen Jackson, Ron Artest) hem de tribünlere çıkarak taraftarlar ile kavga ettiler. Büyük güvenlik zaafiyeti yaşanan salonda Jermaine O’Neal’da sahada kendisine saldırmaya çalışan bir iki taraftar ile yumruk yumruğa kavga etti.

Bu olayın yankıları epey büyük oldu ve Ron Artest, Stephen Jackson başta olmak üzere Jermaine O’Neal da büyük cezalar aldı…

Not: Bu yaşanan inanılmaz olayın tüm detaylarını son dönemde NetFlix’de yayınlanan “UnTold: Malice at the Place” filminde izleyebilirsiniz…

Yine buraya bir ufak parantez açarak bu olayı sabah karşı TV’den izlerken yaşadıklarımı anlatmak istiyorum…

Tarih:19 Kasım 2004

Yer:The Palace Arena @Detroit

Bendeniz saat farkından dolayı 20 Kasım 2004 sabahın erken saatlerinde (saat 03.00 civarı) TV karşısına geçtim. NBA TV üzerinden maçlar veriliyordu. Sanıyorum NTV bu maçın hakkını satın almıştı. 

Maçın benim adıma önemi şuydu=>Bir önceki sezon Mehmet Okur’u kadrosunda bulunduran Detroit Pistons tüm otoriteleri yanıltarak NBA şampiyonu olmuştu. Mehmet Okur takımıyla 2. Sezonunu yaşarken sezon ortasında takımın başına geçen Larry Brown onu sistematik şekilde eleştirmiş ve zorla takıma Rasheed Wallace takasını yaptırtmıştı. Bu sayede Memo’nun aldığı dakikalar düşmüş ama Detroit 3. Kere şampiyon olmuştu… (ben Larry Brown’a ayar olmuştum)

Her ne kadar Larry Brown’a uyuz olsam da Memo’nun şampiyon olmasına da bir o kadar sevinmiştim.

Çaylak kontratı biten Mehmet Okur istediği kontratı Detroit’ten alamayınca sezon başında Utah Jazz’a transfer oldu. 

Ben de fırsat bu fırsat diyerek bu maçı Indiana Pacers’ı tutarak (Reggie Miller hayranlığımı bilen bilir!!) izlemeyi hedeflemiştim…

İçten içe Larry Brown’un rezil olmasını istiyordum çünkü bir önceki sezon Indiana şanssız şekilde Detroit’e elenmişti ama bütün krediyi Larry Brown toplamıştı… (Şanslı herif)

İşte bu duygularla maçın karşısına geçtiğimde bariz bir şekilde Pacers’ın maçı domine ettiğini gördüm. Reggie’nin oynamamasına rağmen Pistons’a her alanda üstünlük sağlayarak onları parkeye gömdüler…

Maçın sonu o kadar erkenden belli oldu ki Koç Brown’a gıcıklığım olmasa 4. Çeyrek başında yatardım… O derece yani…!!

İşte bu şekilde yarı kapalı gözlerle maçın bitmesini beklerkennnnn; Daaaannnnn bir anda Ron Artest son derece gereksiz sertlikte bir faulle Ben Wallace’ı yere yapıştırdı… Sonra saha bir anda karıştı; oyuncular birbirine girdi… 

Tam olarak 1980’lerdeki NBA maç kavgaları gibi olaylar yaşanmaya başladı… Her ne kadar ürkütücü olsa da biliyordum ki birazdan olaylar sakinleşecek ve hakemler 2-3 tane teknik faul çalıp maçı tamamlatacaklardı…

Ama garip olan birşeyler vardı.. Birincisi Ben Wallace bir türlü sakinleşmiyordu ve yaralı bir boğa gibi devamlı kavga edecek birilerini arıyordu… 

İkincisi ise olayın diğer faili Ron Artest hakem masasının üzerine yatmış resmen “ Ağustos Ayı Güzeli” edasıyla poz verip milleti tahrik etmeye devam ediyordu…

(Bugun bile hala kendi kendime soruyorum; bir Allahın Kulu da kalsana ulan oradan manyak mısın? neden diyemedi ona??)

Sonrasında ise olanlar yüzünden gözlerim resmen yerinden fırladı…. Tribünlerden uçarak gelen bir cisim (sanırım bir bira bardağı) çaaaat diye güneşlenme pozisyonunda yatan Artest’in suratına geldi…

Bir anda ok gibi ayağa fırlayan Ron ne yaptı biliyor musunuz? Direk tribünlere atladı ve önüne geleni kovalamaya; yumruklamaya başladı…

Ne oluyor yahu diye ben TV karşısında ayılırken bir baktım bir oyuncu daha tribünde.. Sonra anladım ki Pacers’ın en iyi oyuncularından Stephen Jackson’dı tribündeki ikinci kişi…

Bu ikili Terminatör gibi iri cüsseleriyle tribünde bir meydan muharebesi başlatmışlardı resmen…

Eyvahh eyvahhh diye hayıflanırken ben; bir baktımki seyirciler bu defa sahaya atlamaya başlamışlar…

Ooooo dedim içimden; tam Yunanistan’daki OAKA ya da Peace & Friendship Salonlarındaki gibi ruh hastası bir durum oluyor galiba demeye kalmadan bir baktım ki sahaya girmeyi başarmış 3-4 seyirci Pacers oyuncularını dövmeye çalışıyor… Sonra nasıl başladığını görmediğim bir anda; bir baktım ki Jermaine O’Neal bir taraftara çok sağlam 1-2 yumruk atıyorrr…

Tam o anda zaten yayını kestiler TV’den ama gerçekten yaşananlar tam bir felaketti..

Olayların başlangıç ve devamı videosunu aşağıda paylaşıyorum..!!

O dönemde bu kadar hızlı haber akışı da olmadığı için 2-3 saat sonra işe gidip NBA meraklısı arkadaşlarıma olayı anlattığımda bile neredeyse kimsenin haberi olmadığını anladım…

Maalesef olayın detayları da sonradan ortaya çıktı ve tarihin en büyük cezaları açıklandı…

Neyse parantezi burada kapatalım…

Dediğim gibi detayları (ve full detayı) NetFlix’de izleyebilirsiniz…

Biz yine dönelim Jermaine O’Neal’a….

Bu olayın yankıları ve dolayısıyla bedeli çok fazla çok ağır oldu. The KID (25 maç) Jackson ve Artest’de sezon sonuna kadar (+30’ar maç) oynamama cezası aldılar….

Jermaine hemen hemen her platformda kendisine yargısız infaz yapıldığını cezasının çok ağır olduğunu ve isminin lekelendiği söyledi…

Ama gerçek olan şuydu ki J.O ne istatistik olarak ne de psikolojik olarak bir daha eski seviyesine ulaşamadı…. Malice at the Palace olayını ASLA ardında bırakamadı…

Sezon sonunda cezası bitip parkelere tekrar adım attığında (belki kaderin cilvesi) playofflarda konferans yarı finallerinde Pistons ile karşılaşan Pacers seriyi (2-4) kaybetti.

İlerleyen sezonlarda hem sakatlıklar hem de bu olay Indiana Pacers performansını etkiledi. Pacers’da 2.5 sezonda 162 maça çıkıp (17.7 sayı, 8.5 ribaunt, 2.3 asist ve 2.1 blok) ortalamaları ile oynadı…

Artık eski dominant ve agresif oyununu oynamadığı için 2008-09 sezonu başında Toronto Raptors’a takas edildi.

(Not: Kariyerinin neredeyse tamamında 7 numaralı formayı giyen J.O burada 6 numara ile sezona başladı!!)

Burada özellikle All Star Chris Bosch ile iyi bir uyum yakalaması beklenirken beklenen performansı gösteremeyince sezon ortasında Miami Heat’e gönderildi.

Heat ile geçirdiği 1.5 sezonda (13.3 sayı, 6.1 ribaunt, 1.6 asist ve 1.7 blok) ortalamaları tutturabildi. Kontrat sezonunda 70 maça çıkmış olsa da artık o Indiana ‘daki O’Neal’dan eser yoktu.

32 Yaşında aslında en verimli olması gereken yıllarda Boston Celtics ile 2 yıllık bir kontrat imzaladı. Yeniden ayağa kalkmak için bir fırsat ele geçirmişti ama bu defa da sakatlıklar onu engelledi.

Boston ile 2 sezonda sadece 49 maça çıkabilen J.O (5.2 sayı, 4.5 ribaunt, 0.5 asist ve 1.5 blok) ortalamaları ile oynayabildi… (nereden nereye…)

2012-13 sezonu ile Phoenix Suns ve 2013-14 sezonunda Golden State Warriors ile birer yıllık kontratlar imzalasa da çok etkileyici sezonlar geçirmedi….

PHX => (55 maç, 8.3 sayı, 5.3 ribaunt, 0.8 asist, 1.4 blok)

GSW=> (44 maç, 7.9 sayı, 5.5 ribaunt, 0.6 asist, 0.9 blok)

Her ne kadar resmi olarak emekliliğini açıklamamış olsa da GSW sezonu kariyerinin son sezonu oldu ve The KID bir daha sahalara dönmedi…

Evet bu uzuuuunn hem de bayağı uzun bu iki bölümlük yazıda size Jermaine O’Neal’ı yani J.O / The KID’i tanıtmaya çalıştım…

Hepimizin belki de çıkarabileceği dersler olan bir hayatı olan O’Neal parkelere gelmiş en yetenekli oyunculardan biriydi.. Pes etmeyen, hırslı yapısı, çok yönlü oyunu, müthiş zekası ile çok beğendiğim oyunculardan biriydi kendisi..

Ama “Keskin Sirke Küpüne Zarar Verir” misali hırsının aşırıya kaçtığı o ve takım arkadaşlarının çok AŞIRI motive oldukları o gece belki de tüm kariyerini değiştirdi…

O olayı aşabilse bu konuda daha profesyonel bir yardım alabilse belki de şu anda 1 ya da 2 şampiyonluk yüzüğü olabilirdi…

Kariyer sayı rekorunu kırdığı (55 sayı) şu Milwaukee Bucks maçındaki adama bir bakar mısınız mesela!!!

Not: Jermaine O’Neal şu anda ne yapıyor diye merak ediyorsanız.. Kendisi çok başarılı bir iş adamı… Basketbol hayatının ikinci döneminde yaptığı hatalardan ders çıkartmış olacak ki inanılmaz işler başarıyor…

Şu ana kadar ki başarılı yatırımlarından bazıları;

  • 32 Restaurant 
  • 2 adet 5 yıldızlı Otel sahibi
  • 10 büyük Teknoloji Şirketinde (Silicon Valley) hisse sahibi
  • Tracy McGrady ile ortak olduğu bir Menajerlik Şirketi (Sports Agency) var
  • Genç Basketbolcuları yetiştirdiği 1 adet Gençlik Spor Kompleksi var

Yazıyı burada sonlandırmadan önce size The KID yani J.O’nun kariyer highlight videosu ile başlasa bırakayım:)

Başka yazılarda görüşmek üzere…

  • Leave a Comment