THY Euroleague Playofflar başladı. İkinci maçlarda tamamlanınca aslında playoffların ilk bölümü tamamlandı diyebiliriz. İlk iki maç sonunda serilerdeki durumu ve takımlardan beklentileri gelin beraber kısaca inceleyelim.
ANADOLU EFES – REAL MADRID
Temsilcimiz Anadolu Efes saha avantajı ile girdiği playoff yarışında Real Madrid ile İstanbulda 2 maç yaptı. Lacivert beyazlıların hangi açıdan hangi taraftan bakarsanız bakın ağır favori olduğu seride bizim açımızdan korkulan olmadı ve Anadolu Efes seriyi (2-0) taşımayı başardı.
Her iki maçtada ne Pablo Lasso’nun agresifliği ne klasik İspanyol çirkefliği ne de hakemler temsilcimizin hızını kesemedi.
İlk maçta devreyi başabaş sayılabilecek bir farkla önde kapatan Efes (44-40) 3. Çeyrekte vidaları öyle bir sıktı ki işi kafadan orada bitirdi. (64-50) Rakibine sadece 10 sayı atma imkanı tanıyan Ergin Ataman’in öğrencileri 4. Çeyreği adeta bir antreman maçı havasında oynayarak maçı farklı kazandı. (90-63)
Ön alanda Mahşerin 4 Atlısı gibi oynayan takımda sadece Micic biraz geri planda kaldı (7 sayı, 5 asist) ama kalan 3 oyuncu (Larkin, Beaubois, Simon) toplam 43 sayı atarak işi rahatça sağlama aldılar.
Bunların üzerine bir de “Allah Nazarlardan Saklasın” Sertaç Şanlı’dan (16 sayı, 8 ribaunt) performans gelince Efes tadından yenmez (içilmez!) oldu….
Real Madrid’de ise Tavares (10 sayı, 9 ribaunt) ve Trey Thompkins (13 sayı) performansları maça ortak olmaları için yeterli olmadı.
Bu maçın anahtarı toplam ribaunt ve asist sayılarında gizliydi.
“Anadolu Efes toplam 45 ribaunt, 20 asist; Real Madrid toplam 34 ribaunt, 10 asist”
İkinci maçta da bir anlamda ilk maçın kopyası gibi oldu diyebiliriz. En azından fark anlamında… Anadolu Efes bu defa işi baştan sıkı tutup ilk çeyrekten itibaren farka koştu ve iştahlı savunması ile Real Madrid’e adeta göz açtırtmadı.
Toplam Ribaunt ve asist sayılarınında bu defa denk rakamlar olsa da (AE-34 rib, 18 asist; RM-30 rib, 18 asist) bu defa farkı şut yüzdeleri yarattı.
Anadolu Efes (%60 üç sayı (12/20)); Real Madrid (%16 üç sayı (4/25))
Temsilcimizde bu defa Simon (7 sayı, 4 ribaunt) kalırken; Larkin (21 sayı, 5 asist); Micic (23 sayı, 4 ribaunt, 3 asist) ve Beaubois (11 sayı, 6 asist) performansları farklı galibiyeti getirdi.
Real Madrid ise yine Trey Thompkins (17 sayı) ile ön plana çıkarken bu defa ona Rudy Fernandez eşlik etti. (11 sayı)
SERİ TAHMİNİ: Seri İstanbul’a dönmez.. Belki 1 maç hakemlerin etkisi ile Real Madrid’e gidebiliri ama bence (3-0) A. EFES
CSKA – FENERBAHÇE BEKO
Aslında seri öncesi bakıldığında Fenerbahçe Beko’nun tam da isteyeceği bir eşleşme idi bu seri… Temsilcimizin Vesely olmamasına rağmen yükselen form grafiği ve oynadığı basketbol umut Vaad ediyordu. Maalesef serinin başlamasına kısa süre kala ortaya çıkan Covid vakaları takıma ağır hasar verdi. Fenerbahçe Beko resmen kolu kanadı kırık bir şekilde Moskova’da CSKA maçlarını oynadı.
Vesely ve Ahmet (sakatlık); Jarell Eddie, Ali Muhammet, Ulanovas Pierre (ikinci maçta oynadı gerçi) hatta koç Kokoskov ise Covid sebebiyle Moskova’da sahada olamadılar.
Buna rağmen ilk maçta De Colo önderliğinde müthiş bir direnç koydu Sarı Lacivertliler. Özellikle 3. Çeyrekte epik bir mücadele koyan temsilcimiz maalesef hakemlerinde (etkisi ve katkısıyla!!!) 4. Çeyrekte geride kaldı ve farklı kaybetti.
Takımımızda Nando De Colo (27 sayı, 4 ribaunt, 3 asist), Guduric (11 sayı, 3 top çalma); Kyle O’Quinn (11 sayı, 6 ribaunt) ve Brown (12 sayı) ile oynarken CSKA’da ise ön plana çıkan oyuncu “sakat listesinde” olduğu açıklanan ama ne hikmetse bir anda MUCİZEVİ !!! bir şekilde iyileşerek sahaya (üstelik ilk 5 başlayarak) çıkan Daniel Hackett oldu. (20 sayı, 3 ribaunt, 3 asist)
Hackett’a eşlik edenler ise Clyburn (20 sayı, 5 ribaunt, 5 asist) ve Voigtmann oldu (12 sayı, 10 ribaunt)
Bu maçın özeti (ama beklediğimiz birseydi tabi!!) ribauntlar oldu. (CSKA 32 ribaunt; Fenerbahçe Beko 21 ribaunt)
İkinci maç ise hakemlerin niyetlerini açıkça belli ettiği ve alenen RE-ZA-LET yönettiği bir maç oldu. Maçın başından itibaren yapılan sertlikler De Colo’yu soyunma odasına göndertmek üzerine kuruluydu.
Daha maçın başında aldığı darbe ile burnu kanayan (kırılabilirdi bile) Fransız oyuncu doğal olarak oyuna bir türlü giremedi (9 sayı, 5 top kaybı)
Bu defa da onun yerine Guduric devreydi aslında. O da CSKA oyun dışı sertliğinden defalarca nasibi almasına rağmen Sarı Lacivertlilerde parlayan yıldız oldu. (27 sayı, 2 ribaunt, 3 asist) Maalesef kendisine skor anlamında eşlik eden başka oyuncu çıkmayınca temsilcimiz ikinci maçı da kaybetti.
Önemli not: Özellikle bu maçta Tarık Biberovic’e ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Takımdaki eksiklerin çokluğu daha fazla süre almasına sağlamıştı genç oyuncunun. O da eline geçen bu fırsatı çok iyi değerlendirdi. Attığı 6 sayıdan bir tanesi Voigtmann ı terse yatırarak potaya gidip vurduğu smaçtı. Ve o smaç gecenin en güzel hareketi / smacı seçildi…
Bravoo komşu diyorum ona…!!!
CSKA’da bu berbat yanlı maçta ön plana çıkan oyuncular Hackett (14 sayı, 9 asist); Tornike Shengelia (11 sayı, 7 ribaunt, 7 asist) ve Kurbanov oldu. (10 sayı, 6 ribaunt)
SERİ TAHMİNİ: EL kuralları gereği 14 gün karantina süresi olduğu için takımdaki eksikler maalesef iyileşse bile sahada olamayacaklar. Artı Ahmet’in belindeki sakatlıkta devam ediyor. Fenerbahçe Beko’nun yine sonuna kadar savaşacağını düşünmekle beraber bu seri Moskova’ya dönmez.. (1-3 CSKA)
FC BARCELONA – ZENIT
Playoff eşleşmeleri arasında belki de en rahat geçmesi beklenen seri buydu. Her ne kadar zaman zaman bocalasa da geniş kadrosu ile ile sadece serinin değil F4’un bile favorilerinden olan Barça ilk maçta hiç beklemediği bir darbe yedi.
Üstelik beğenilmeyerek gönderilen eski oyuncusu Kevin Pangos tarafından. Kanadalı oyuncu eski takımına karşı müthiş bir direnç göstererek maçı (19 sayı, 9 asist) tamamladı.
Zenit’te (sadece 9 dk oynayabilen ve oyuna devam edemeyen Gudaitis’in yokluğuna rağmen) KC Rivers’in (11 sayı) ve Will Thomas (12 sayı) katkıları onlara çok önemli bir deplasman galibiyeti getirdi…
FC Barcelona’da ise her zaman Mirotic’ten daha etkili olduğunu düşündüğüm Brandon Davies (18 sayı, 9 ribaunt) ile oldukça dominant bir oyun ortaya koydu.
Hele ki Mirotic’in (10 sayı, 2 ribaunt) kaldığını düşünürsek!!
Ama hakkını teslim etmem gereken bir isim var ki o da Corry Higgins! Maçı (15 sayı, 6 asist) ile tamamladı ve ikinci yarıda Barça’nın oyuna ortak olmasını da sağladı.. Galibiyete yetmedi ama olsun!
İkinci maçta aslında ilkine çok benzer geçti diyebiliriz.. Üstelik Zenit Gudaitis olmadan aynı ilk maçtaki gibi rakibine kafa tuttu maçı kazanmanın da eşiğine geldi.
Uzatmaya gitmeden önceki son hücumda Pangos o şutu daha dengeli atabilse muhtemelen İspanyollar karalar bağlarlardı…
Yenilmesine rağmen yine Zenit’ten başlayalım… Kevin Pangos yine direksiyonun başındaydı. (23 sayı, 3 ribaunt, 3 asist, 3 top çalma)
Will Thomas (17 sayı) ve Austin Hollins (12 sayı) ile ona eşlik ettiler ama bence parlayan oyuncu kesinlikle Tarık Black oldu. (9 sayı, 7 ribaunt)
Barcelona’da ise yine aynı oyuncular ön plandaydı ve maçı kazandıranlar da onlar oldu tabi…
Brandon Davies (22 sayı, 8 ribaunt) ve Corry Higgins (15 sayı, 3 asist)
Veeee evet merak ettiniz belki; Mirotic yine etkisizdi. (8 sayı, 4 ribaunt)
Anahtar Nokta: Barça’nın (HAKEMLER SAĞOLSUN) tam 44 (yazı ile kırk dört) serbest atış kullanması ve Zenit’in sadece 19 serbest atış kullanması KARA MİZAH oldu.
Yorumum: Saras Jasikevicius resmen Ferrari’yi Murat 124 gibi kullanıyor… O derece…(yani bence)
SERİ TAHMİNİ: Bence seri Rusya’da bitecek.. Barça iki maçıda kazanır diyorum. (3-1) BARÇA
AX MILAN-BAYERN MUNICH
Playoffların belki de en beklenmeyen ve en sürpriz eşleşmesi buydu. İlk maç Bayern Munich’in dirençli oyunu ile devreyi 17 sayı önde kapamasına yol açan ilginç bir sonuç ile başladı. (27-44)
Özellikle Dennis Seeley’den gelen sürpriz skor katkısı (23 sayı, 6 ribaunt) ile farkı yakalayan Bayern Munich 2. Yarıda AX Milan geri dönüşüne engel olamadı.
Hatta 1.2 saniye kala önde iken son topu savunamadıkları için yedikleri sayı ile maçı dramatik bir biçimde kaybettiler. (79-78)
Alman ekibinde Seeley eşlik etmesi beklenen Baldwin (10 sayı, 4 asist); Lucic (6 sayı, 3 ribaunt) ve Reynolds (7 sayı, 4 ribaunt) etkisiz kalması maçı kaybettiren en önemli faktördü.
Milano ekibinde ise son topta sayı bulan Zach Leday (17 sayı, 7 ribaunt) , Sergio Rodriguez (13 sayı) ve Kevin Punter (11 sayı) etkili oyunları maçı kazanmalarına yetti.
Bu arada çok eklememiz gerek ki Malcolm Delaney (10 sayı, 6 ribaunt, 4 asist) performansı onun ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu herkese ispatladı.
İkinci maçta ise daha iyi oynayan bir Bayern Munich olmasına rağmen daha iyi savunma yapan Milano ekibi maçı kazanmayı başardı. (80-69)
İtalya ekibinde Punter (20 sayı); Rodriguez (13 sayı, 4 asist); Shavon Shields (12 sayı) ve Zach Leday (10 sayı, 7 ribaunt) performansları ile galibiyeti getiren oyuncular oldular.
Bayern Munich’te ise Reynolds (11 sayı, 4 ribaunt); Gist (11 sayı, 7 ribaunt) ve Lucic (11 sayı, 8 ribaunt) ile oynayarak etkili oldular.
En önemli performans ise Baldwin’den geldi (23 sayı, 6 ribaunt, 6 asist)
Soru: Bu kadar iyi oyuna rağmen neden Alman ekibi kazanamadı derseniz cevabı top kayıplarında… Toplam 5 top fazla kayıp yapan Alman ekibi maçı kazanma şansını da tepmiş oldu.
SERİ TAHMİN: Seri Almanya’da biter. (3-1) AX MILAN
Playoffların ikinci bölümü 27 Nisan günü başlayacak….
Bakalım tahminlerimin ne kadarı tutacak?
Tekrar görüşmek üzere..
Sağlıkla kalın….