Basketbol ve Bize Öğrettikleri

Burada basketbolu ve bize öğrettiklerini gözlemleyeceğiz…

***TayfunGozunden***

Bir Euroleague Final 4 Hikayesi – Kinder Bologna vs Panathinaikos Yer: Bologna / İtalya Yıl: 2002

Merhaba;

Size bu yazımda Euroleague’in 2001-2002 sezon finalini anlatmak istiyorum. Bu ufak hikayede bayağı tanıdık isimlerle karşılacaksanız. Mesela; Zeljko Obradoviç, Ettore Messina, David Blatt, Ginobili, Bodiroga ve hatta Hüseyin Beşok, İbrahim Kutluay!

Hazır mısınız başlıyoruz…

2001-2002 sezonu ULEB (FIBA ya karsı çıkan özel bir organizasyon) ‘in Euroleague’i tam manasıyla düzenlediği ilk sezondur. Hatırlayanlar bilir; bir önceki sezonda hem ULEB hem de FIBA’nın karşılıklı restleşme yüzünden 2 ayrı şampiyona düzenlemişti ( Euroleague ve Suproleague). Ülke takımlarının mecburen iki organizasyondan birini tercih etmeleriyle o yıl 2 farklı takım Avrupa Şampiyonu olmuştu. Oldukça kafa karıştırıcı bir yıldı anlayacağınız.

Not:Türkiye o sezon FIBA’yı tercih ettiği için Anadolu Efes (O dönemki adıyla Efes Pilsen) ve Ülker Suproleague’de mücadele etmiş hatta Efes Pilsen Final 4 a kalmış ve o sezonu 3. olarak tamamlamıştır. http://www.fibaeurope.com/cid_,XObOBMOG0-JbZPV954zm1.compID_,Uz02qBnJiADOq5VntEf53.html

Neyse uzatmayalım, gelelim yazının konusuna. 2001-2002 sezonunda Euroleague’nin düzenleyecisi ULEB bir şekilde diğer ülke takımlarıda ikna ederek tüm elit takımların katılımıyla doğru dürüst ilk sezonunu düzenleyebildi.

Bu ilk sezonda takımlar birbirleriyle korakor mücadele etmek için oldukça güçlü ve rekabetçi takımlar kurdular. Sezon başında favori gösterilen takımlar: İtalyan – Kinder Bologna, Benetton Basket; İspanyol – Barcelona, Real Madrid, TAU Ceramica; Yunan Panathinaikos; İsrail temsilcisi Maccabi ve Rus CSKA Moskova idi.

O dönemki statüye göre tam 32 takımın katıldığı Euroleague’de takımlar önce 4 adet 8’er’li gruplardan çıkıp TOP 16 ya; ve oradan da Final Four’a kalarak şampiyon olmaya çalışacaklardı.

Tahmin edilebileceği gibi rekabet tüm grup maçları ve TOP 16 boyunca devam etti. Türk temsilcilerimizden Ülker ve Efes Pilsen’in TOP 16 da elendiği bu ilk sezonda Final Four’a kalan takımlar şunlardı:

  • Benetton Basket
  • Kinder Bologna
  • Maccabi Elite
  • Panathinaikos

Şimdi böyle yazınca bu takımlar isim olarak size bişey ifade etmemiş olabilir ama nasıl acayip bir 4 takım ile Final Four yaşandığını takımlardaki oyuncuları ve koçlarını kısaca yazarak anlatmaya çalışayım.

Benetton Basket:

  • Koç: Mike D’Antoni… NBA’den Denver Nuggets takımından geldi. Daha sonra Phoenix Suns’a giderek Steve Nash’li o efsanevi takımı yarattı. (Run & Gun adlı yüksek tempo basketbolunu literatürümüze kazandıran koçtur kendileri!!!)
  • Önemli oyuncular: Tyus Edney (UCLA ile NCAA şampiyonu, 1999 Z. Kaunas ile Euroleague sampiyonluğu), Riccardo Pittis (önemli İtalyan oyuncu-Milano ile 2 Euroleague şampiyonluğu), Bostjan Nachbar (NBA- Houston Rockets, daha sonra Efes’te de oynadı), Charlie Bell ( Michigan State University ile NCAA şampiyonluğu)

Kinder Bologna:

  • Koç: Ettore Messina… Virtus Bologna ve CSKA Moskova’yı da çalıştıran, 2014 yılından beri NBA de San Antonio Spurs’da asistan koç olarak çalışan efsane basketbol adamı.
  • Önemli Oyuncular: Manu Ginobili (Arjantinli solak, NBA – San Antonio Spurs efsanesi), Antoine Rigaudeau (Fransanın o dönemki en önemli oyuncusu), Rashard Griffith (Tofaş SAS ‘ın eski şampiyon oyuncusu, Marco Jaric ( Sırp Basketbolcu – NBA- LA Clippers oyuncusu – evet evet doğru Adriana Lima’nın eski eşi), David Andersen (Avustralyalı uzun daha sonra NBA gitti ve Fenerbahçe’de de oynadı)

Maccabi Elite:

  • Koç: David Blatt (Pini Gerson sonrası Head Koç oldu)… Ülkemizde Efes ve Daçka’da Head Coach’luk yapmış olan ve NBA de Avrupa kökenli tek head Koçluk yapan (Cleveland Cavaliers) basketbol adamı. Şu anda Olympiakos’u çalıştırıyor.
  • Önemli Oyuncular: Derrick Sharp (Maccabi efsanesi sayısız şampiyonlukları var), Nate Huffman (bir önceki yılın (2001) Suproleague MVP’si), Ariel McDonald (2001 yılı Suproleague Final Four MVP’si) ve sıkı durunnnn HÜSEYİN BEŞOK (Türk basketbolunun en önemli pivot / uzun oyuncularından)

Panathinaikos:

  • Koç: The One & Only Zeljko Obradovic… Yugoslav/ Sırp Basketbolunun efsanevi oyuncusu, sayısız başarıları ve kupaları olan şu andaki Fenerbahçe’nin efsanevi koçu, her zaman şapkadan tavşan çıkartması ile ünlü büyük insan…
  • Önemli Oyuncular: Dejan Bodiroga (bireysel ödül ve başarıları buraya sığmayacak kadar çok olan Sırp basketbolcu), Fragiskos Alvertis ( tam bir Pana ve Yunan basketbol efsanesi), yine sıkı durunnnn İBRAHİM KUTLUAY (Avrupa ve Türk basketbolunun keskin skoreri – Seattle Supersonics, Fenerbahçe, Efes, Ülker eski oyuncusu).

O sezonu çok güzel özetleyen ve tüm gerekli detayları veren Orçun Konaklılar’ın aşağıdaki yazısını okumanızı tavsiye ederim. http://basketball.com.tr/unutulmaz-final-fourlar-2002-bologna/

Evet kadroları ve koçları gördünüz. Neredeyse bir All-Star şöleni gibi değil mi? İnanılmaz kadrolardı gerçekten.

Sert geçmesi neredeyse garanti olan 2001-2002 Final Four’u yarı finalde iki İtalyan takımı (Benetton-Kinder) ve Pana-Maccabi Eşleşmeleriyle başladı.

Sonucu belki de en merak edilen eşleşmede Kinder Bologna Benetton Basket’i 90-82 ile geçmeyi başardı. Daha fazla takım oyunu oynamayı başaran Kinder finale yükselmeyi başarmıştı.

İkinci maçta ise bir önceki sezonun Suproleague finalistleri tekrar karşı karşıya geldiler. Bodiroga’nın 26 sayı, 9 ribaunt, 2 blok, 2 top çalma ile toplamda 34 verimlilik puanı elde ederek maçı domine etmesi sonucunda maçı Panathinaikos 83-75 kazanmayı başardı.

Finalin adı belli olmuştu. Ettore Messina’nın takımı Kinder Bologna ve Kupa Canavarı koç Zeljko Obradovic’in takımı Panathinaikos !!!

Ben de dahil olmak üzere herkesin maç öncesi favorisi kağıt üzerinde daha iyi oyunculara sahip olan Kinder Bologna idi. Bu maça kadar Panathinaikos daha çok Bodiroga (one man show tarzı) önderliğinde giden bir takım görünümündeydi. Kinder Bologna ise savunma ve hücum alternatifleri daha fazla olan her maç başka bir silahı ile rakibi alt eden bir takımdı.

Ama Kobe Bryant’ın dediği gibi “karşınızdaki rakip kim olursa olsun her maç 0-0 başlıyor”du. Ve yine Bozkurt Yılmaz’ın https://twitter.com/_bkybir kaç kere hatırlattığı gibi “çok çalışmak her zaman yeteneği yeniyor”du.

Maç içinde apayrı bir hikaye vardı. Bologna yine takım oyunu oynamaya çalışıyordu belki ama Ginobili işi Bodiroga gibi bireyselliğe biraz dökmüştü sanki. Tabi hakkını yememek lazım. Kolay değil kendi sahanda (Bologna’da) Final Four oynanıyor. Tabiki ön plana çıkmak istersin ki muhteşem oynadı. (27 sayı, 5 ribaunt, 2 asist, 3 top çalma ve toplam 34 verimlilik puanı)

Kendisine benchten gelen Smodis 23 sayı (toplam 27 verimlilik puanı) ile eslik etse de Jaric (11 sayı) Granger (10 sayı) Griffith (sadece 2 sayı) yarı finale göre etkisiz oyunları yeterli olmadı.

Panathinaikos tarafına gelecek olursak; yine Bodiroga’nın sazı ele almaya çalıştığı, 24 saniyenin 14-16 saniyesinde topu elinde tuttuğu klasik bir Pana oyunu izledik. Bir Türk olarak yahu kardeşim bu Bodiroga’nın İbrahim ile ne problemi var dercesine hiç pas vermediği bir seri geçerken belki de allahın işi İbrahim Kutluay maç bitimine 5 dakika kala eline geçen fırsatları harika değerlendirerek fişi çekti ve işi bitirdi. (22 sayı 5 ribaunt)

Maçı kırılma anları elbetteki çoktu. Ama Kinder Bologna’nın 2. çeyreğin sonlarına yakın bulduğu 14 sayılık avantajı değerlendirememeleri ve Panathinaikos’un içerde Kinder uzunlarına yaptıkları etkili savunma maçı ve kupayı Pana’ya getirdi.

Neredeyse bir All-star şöleni şeklinde geçen bu efsanevi finali sonrası kendime 2 adet ders çıkarmıştım bile;

  1. Hiçbir maç oynanmadan, hiçbir mücadele çaba gösterilmeden kazanılmaz. Favoridir, nasıl olsa kazanır demek baştan yenilgiyi kabul etmektir.
  2. Şansın ne zaman geleceği belli olmaz. Kendini her zaman hazır tutmalısın. ( Bodiroga’nın kitlendiği ve saçmaladığı son 5 dakikada İbrahim Kutluay attığı 3/4 (%75) üç sayı isabeti ile maçı ve kupayı Panathinaikos’a getirdi)

Yazıma burada son verirken o unutulmaz finali izleyebileceğiniz (Yunan spikerin anlatımıyla – kısa versiyon) bir link’i de ekte gönderiyorum. https://www.youtube.com/watch?v=vrNnAcHj0Tw

Daha uzun versiyonunu bu link’te bulabilirsiniz. https://www.euroleague.net/main/results/showgame?gamecode=275&seasoncode=E2001#!videos

Oyuncu olmak isteyen/ hayal eden biriyseniz ya da hayatta elinize uygun bir fırsat geçmesini bekleyenlerdenseniz unutmayın basketbol ve yaşam sürprizlerle doludur.

Hepimizi bir anda şaşırtabilir. Yeterki hazır olalım, kendimizi hazır tutalım ve elimizdekilerin kıymetini bilerek hayal etmekten ASLA vazgeçmeyelim.

Sevgiler…

Tayfun K.

  • Leave a Comment