Merhaba;
Galatasaray Doğa Sigorta ve Beşiktaş Sompo Japan iç saha maçlarını izleyip birer yazı yazınca her hafta maçlarına gittiğim Fenerbahçe’ye haksızlık ettiğimi düşündüm. Bu amaçla nispeten daha kolay geçmesini beklediğim ve şiddetli taraftarlık yaparak yanlı olmayacağımı düşündüğüm IBBSK maçını yazmaya karar verdim.
Öncelikle salon atmosferinden başlıyım. Evet bu sefer salon ciddi anlamda boştu. Fenerbahçe bu sene iç saha lig maçlarını mümkün olduğunca gündüz ve erken saatlerde oynamayı tercih ediyor. Bu yüzden elbette maçlar Euroleague maçlarındaki kadar dolmuyor. (Örneğin bu maçtan yaklaşık 36 saat önce oynanan Maccabi maçında salon YİNE hıncahınç doluydu)
Bu bir tercih meselesi tabi. Sporcuların daha fazla dinlenebilmeleri ve antreman saatlerinin daha düzgün zamanlarda ayarlanabilmesi açısından bence mantıklı da.
Fakat bu sefer normalde bu maçlara gelen taraftarlar da biraz eksikti sanki… Mesela benim taraftan 7-8 kişi eksikti. Saydım onları ve yoklama da YOK yazdım 🙂
Neyse yine daha önceden yaptığım gibi teknik detaylara fazla girmeden (ve söz taraftar kimliğimi biraz kenara bırakarak) genel izlenimlerimi aktarmak istiyorum.
FENERBAHÇE BEKO
- İyi bir bütçemiz ve bu bütçeye göre kurulmuş iyi bir kadromuz var. Kadro daki oyuncuların basketbol yetenekleri bir tarafa, oyuncu karakterleri ve takım olguları kesinlikle muhteşem.
- Kadro derinliğinden ziyade genç oyuncu-tecrübeli oyuncu karışımı çok iyi ayarlanıyor. Burada saha içinde kaptan Melih’e, görünmez lider Gigi Datome’ye kocaman alkışlar :))
- Bu kadroyu yaşanan çeşitli sakatlıklara rağmen hala aynı sistemde basketbol oynatan Obradovic’e alkışlar zaten az gelir… Bu takımı getirdiği nokta ile şu anda bulunduğu seviyeyi düşünürsek, hatta bu takımın rakipleri karşısında edindiği saygınlığı gözönüne alırsak Obra’nın neredeyse salon yüksekliğinde HEYKELİNİN dikilmesi şart!!
- Oyunda daha az kullandığı oyuncularda ısrar etmesi ve onları bir sistem dahilinde oynatmaya çalışması doğru hareketti. Örneğin Ahmet… Sanki son 3-4 maçtır bir düşüş var kendisinde. Morali de çabuk bozuluyor gibi. Ama Ahmet farkında mısın koç seni kazanmak için herseyi yapıyor…? Joffreyy ve Vesely’nin olmadığı bu dönemde Melli kadar sana da çok iş düşüyor.. Haydi, kaldır başını yerden ve mücadeleye devam et!!
- Ön alan savunması ve hücumunda tıkanma ve aksamalar olduğunda koç oyuna Bobby ve Green i alarak çözüm üretti. Arkasından ikinci çeyrekte gaza bastı, farkı 15 sayıya çıkardı ve bir daha da arkasına bakmadı Fenerbahçe.
- Maçta benim için en kayda değer performanslar son haftalarda yükselişte olan Sinan Güler’in ve Eric Green’in performanslarıydı. Ayrıca ikinci yarıda Egehan Arna (sonunda be kardeşimmm sonunda!!!), Barış Hersek ve Ali Muhammed’i (sana methiyeler düzdüğüm YouTube yayınım olacak!!) beğendim.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE (IBBSK)
- Kendilerini bu sene canlı olarak salonda ikinci defa izliyorum. En son izlediğim Galatasaray Doğa Sigorta maçına göre çok daha iyi buldum IBBSK’yı.
- O maç için yazmıştım. “Takımda patronlar ve işçiler var, takım olgusundan uzaklar” diye. http://tayfungozunden.com/basketbol-hakkinda/turkey-basketbol-news/tahincioglu-basketbol-liginden-bir-mac-galatasaray-doga-sigorta-istanbul-buyuksehir-belediye-sk-ibbsk/.html
- Bu maçta daha iyilerdi. En azından takımca daha fazla mücadele ettiler. Bilmiyorum, belki de bu maçı vitrin maçı olarak gördüler.
- Mesela o maçta gerçekten bal yapamayan arı gibi olan tecrübeli Mehmet Yağmur bu maçta takımı hücumda iyi organize etti. Hatta bir ara o kadar ki kazanılan savunma ribaundlarında ileriye bir forvet gibi koşular bile yaptı !!!! (asli görevi bu değil tabi; topu alıp oyunu kursa daha iyi ama olsun) Bu performansını da 15 sayı, 4 ribaunt ve 7 asist ile süsledi. Alkış !!!
- Asıl 4 numara olan ama duruma göre 5 de oynayabilen atletik uzun Perry Ellis’i de beğendim. Göze hoş gelen smaçları (özellikle 2. çeyrek sonunda yaptığı tek el smaca bayıldımmmm) bir yana bence ters eşleşmeleri araması ve yüksek yüzdeli hücum etmesi çok iyiydi… (Ama sen de ribaunt almıyorsun be arkadaşşş!! Mehmet Yağmur da senin kadar ribaunt çekti!!)
- Semih Erden için ne söylemek gerekir inanın bilmiyorum. Hala yeteneklerini, üstün fiziğini heba ettiğini düşünüyorum. Serbest atış yüzdesi bu sefer daha iyiydi ama ÇOOOK daha iyi olmalı. (4/6 = %66.6) Ve faul konusu… Erken faul problemine girme sıkıntısı halen devam ediyor. Bu yaz Çin’de böyle yaparsa yandık. Hele rakiplerimizden birinin kadrosunda Vesely olan Çekya olduğunu düşünürsek!!!
- Fenerbahçe’den kiralık Yordan Minchev bu defa (GS maçından farklı olarak) faul problemine girmeden maçı oynadı. 3. çeyrek sonunda süre bittiği için sayılmayan (Ahmet üzerinden sanırım) yaptığı sol el smacı ne kadar atlet oyuncu olabildiği gösterdi bize.
- Bu maçta daha 25 yaşında olduğunu öğrendiğim Ramazan Tekin’e de ayrı bir parantez açmak istiyorum. 2.12 metre boyundaki oyuncuyu ben beğendim. En azından fiziği / kalıbı ile 3 saniye koridorunu iyi doldurdu. Ahmet in koşu yollarını pas açılarını iyi kapattı. Bence olgunlaştıkça çok daha iyi olacak…
Bu maç Fenerbahçe açısından da IBBSK açısından da iyi bir maç oldu. Her iki takımda güçleri oranında mücadele ettiler.
IBBSK yenilmesine rağmen Sakarya ve Afyon’un 1 er galibiyet üzerinde yer almaya devam etti.
Fenerbahçe Beko ise hem önünde bulunan yoğun maç haftasında önemli oyuncularını dinlendirme fırsatı buldu (Nikola Kalinic – Kalina) hem de bir sonraki hafta başlayacak Zalgris Kaunas serisi için farklı taktik varyasyonları ve farklı oyuncu 5’lerini deneme fırsatı buldu.
Bu maçtan çıkarılacak en büyük ders ise şu;
“Eyyy Fenerbahçe seyircileri…. Dünyanın en güzel takımını salonda izleme fırsatını kaçırmayın. Çünkü her maç Obradovic ve öğrencileri bize hem basketbol hem de hayata dair yeni dersler veriyorlar!!”
Selamlar,
Tayfun K.
ÖNEMLİ NOT: Maçta işine hakim ve bilgili bir bayan hakem olması çok iyiydi. Samimiyetle itiraf edeyim ki kadın elinin değdiği her yer güzelleşiyor…. Kocaman Alkış !!!