Basketbol ve Bize Öğrettikleri

Burada basketbolu ve bize öğrettiklerini gözlemleyeceğiz…

***TayfunGozunden***

NBA Kapısından İlk Giren Türk Mirsad Türkcan

Merhaba;

Bugünkü yazımda sizlere NBA kapısından içeri ilk defa giren Mirsad Türkcan’ı anlatmaya çalışacağım. Hazırsanız başlıyoruz, buyrun bakalım…

Önce klasik tanıtıcı biyografik bilgiler içeren cümleler ile başlayacağım. Şöyleki;

Mirsad Türkcan 07 Haziran 1976 yılında bugün Sırbistan sınırları içerisinde kalan eski Yugoslavya’nın Novi Pazar şehrinde dünyaya geldi. Asıl adı Mirsad Jahović’dir. Balkan’ların havası ve suyu !! onun da genetiğine yansıdığından olsa gerek; spordaki yeteneği hemen fark edildi.

Basketbol ile haşır neşir olarak gelişirken “oyuncu” olmak ile ilgili hayaller kuruyordu. Hatta çocukluk döneminde oynadığı bir maçta aldığı 25 ribaunt ile ne kadar savaşçı bir oyuncu olabileceğinin sinyallerini veriyordu.

Ne yazıkki o da Yugoslavya’nın bölünmesine sebep olan iç savaştan etkilendi. Yaşadığı şehir (Novi Pazar) tabiri caiz ise “war-zone” uzağında olduğu için diğer dönem arkadaşlarına göre şanslıydı.

Yine de yakın akrabalarının (özellikle babasının) Türkiye’de yaşıyor olmasının etkisiyle Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı.

https://www.gzt.com/lugat/mirsad-turkcan-neden-turkiyeye-yerlesti-3388676

Türkiye’de basketbol kariyeri o zamanki adıyla Efes Pilsen ve Aydın Örs sayesinde etkin bir biçimde parladı. Ben şahsen onu ilk defa Efes Pilsen’in Yunanistan deplasmanındaki Olympiakos maçında TV den izlemiş ve hayran kalmıştım.

“Big Fella” Tamer Oyguç faul problemi girince, genç Mirsad normalde aldığından çok daha fazla süre alıp takımının salondan eşsiz bir sonuçla dönmesini sağlayan galibiyetin baş mimarıydı.

94-98 yılları arasında Efes Pilsen de oynayarak (savaşçı, sayı makinası, sıkı ribauntçu adamdır payesini de alarak tabi!) geçirdikten sonra 1998 yılındaki NBA draft ında Houston Rockets tarafından seçildi.

Bu seçim, bir süredir Mirsad’ın jenerasyonuyla beraber yükselişte olan Türk basketbolunun ve basketbolcularının önündeki en büyük psikolojik engeli kaldırmıştır bana göre.

Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, hepimiz için o dönemdeki NBA ulaşılmaz bir seviyeydi. Nasıl olmasın ki, MJ, C. Barkley, Hakeem the Dream, Cyle Drexler, Patrick Ewing gibi efsanelerin oynadığı bir lig !!! Bırakın bir Türk oyuncuyu; Avrupa’dan bile çok az adamın kabul edildiği farklı bir seviye…

İşte Mirsad Türkcan bu ligde oynayan ilk Türk oyuncu olmuş ve ardından gelenlere NBA kapılarını sonuna kadar açmıştır.

Mirsad Türkcan ile ilgili şöyle güzel bir anım var. Kulakları çınlasın 🙂

Eylül 1998’de ben MBA yapmak üzere Amerika’ya gidecektim. THY ile New York’a uçmak üzere Atatürk havalimanından uçağa bindim.

Dile kolay tam 11 saat non-stop uçuş!!! Sıkıntıdan çıldırırım herhalde diye düşünüyordum. Yanımdaki Amerikalı yaşlı tonton tatlı çift ile biraz muhabbet et, yemek servisinde tıkın, bir film izle derken 5 saat sonra falan bana sıkıntı basmıştı hafiften.

Kalktım bu sefer farklı olsun diye uçağın arka tarafındaki wc’ye doğru hareketlendim. Tam içeri girecekken hosteslerin oturduğu bölümde (hani şu jump seat olduğu taraf) tanıdık bir sesler, konuşmalar duydum.

Meraklandığım için şöyle kafamı uzatınca bir baktım ki; Mirsad ile hostesler ve yardımcı pilot sohbet halindeler… Benden çıkan hayret ve heyecan dolu bir ses üzerine Mirsad’ın gülümsemesini ve naber demesini hiç unutamam.

Meğerse o da klasik basketbolcu sıkıntısı (dar koltuklar, az diz mesafesi, uzun bacaklar üçlemi) yaşadığı için oturduğu yerden kalkmış ve arkaya gelmiş. Jump Seat te ona rrahat gelmiş olsa gerek; orada yolculuğu tamamlamayı hedeflemiş 🙂

Sonrasında yaşıttaş olmamız vesilesiyle ortak zevkler, bolca basketbol, NBA ve Efes Pilsen konuşmaya öyle bir dalmıştıkki aradan tam 4 saat geçtikten sonra yerlerimize dönebilmiştik. Harika bir sohbetti. Buradan kendisine sevgilerimi iletiyorum bir kez daha!

Mirsad Türkcan; Houston Rockets ile adım attığı NBA’de daha sonra takaslar ve tercihler sebebiyle sırasıyla NY Knicks ve Milwaukee Bucks takımlarında oynadı. 2001 de ise Paris Basket Racing’e transfer olarak NBA kariyerini sonlandırdı.

NBA kariyerinin kısa sürmesinin bazı sebepleri vardı. Teknik sebep olarak bakıldığında Avrupa için yeterli olan (genelde 4 numara – power forvet oynardı) fiziğinin NBA için küçük kalması en önemli sorundu.

Bunu engellemek ve şutor özelliğini kullanmak istedikleri için Mirsad’ı çoğu zaman 3 numara (small forvet) olarak denediler. Bu sefer de NBA deki özellikle siyahi extra-ordinary oyuncular karşısında atletizm problemi yaşadı.

Ama %100 emin olduğum bir şey var. Kendisinin içinde yanan basketbol oynama ateşi ve Balkanlar’dan gelen o savaşçı, hafif deli ruhu yüzünden NBA’de kenarda oturup havlu sallamak istemedi ve asıl bu sebepten dolayı ayrıldı.

Şimdi geriye dönüp baktığında keşke daha fazla kalsaydım diyor bazı röportajlarda https://www.karar.com/spor-haberleri/mirsad-turkcan-keske-nbade-kalsaydim-463701# ama bence doğrusunu yaptı.

Zaten NBA sonrası kariyerine bakarsanız bunu siz de görebilirsiniz.

  • 2000-2001 Euroleague Normal Sezon MVP
  • 2001-2002 Euroleague En iyi Ribauntçu
  • 2002-2003 Euroleague Top 16 MVP
  • 2002-2003 Euroleague En iyi Ribauntçu
  • 2002-03 İtalya Ligi En İyi Ribauntçu
  • 2004-05 Rusya Ligi En İyi Ribauntçu
  • 2002 Indiana‘da düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası’nda En İyi Ribauntçu
  • 2002  Belgrad’ta düzenlenen Zepter Turnuvası’nda MVP Ödülü
  • 2002 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda ikinci 5 kadrosuna seçildi.
  • 2006 Türkiye Ligi Şampiyonluğu Ülker ile kazandı.
  • 2007 Türkiye Ligi şampiyonluğunu Fenerbahçe ile kazandı.
  • Euroleague’de 1000 ribaund’a ulaşan ilk oyuncu oldu.
  • 2008 Türkiye Ligi şampiyonluğunu Fenerbahçe ile kazandı.
  • 2009 Euroleague TOP 16 MVP Ödülü
  • 2010 Türkiye Ligi şampiyonluğunu Fenerbahçe ile kazandı.
  • 2011 Türkiye Ligi şampiyonluğunu Fenerbahçe ile kazandı.

Yugoslavya’da başladığı basketbol serüvenini, İstanbul, Amerika (Houston, NewYork, Milwaukee), Paris, Moskova ve İstanbul da sürdürerek 16 Eylül 2012 de Ülker Sports Arena’da Fenerbahçe forması ile yaptığı jübile ile basketbol oyunculuk kariyerini sonlandırdı.

Bazen aşırı hırslı ve agresif bazen de (özellike son dönemlerinde antremanlarda) umursamaz, biraz da disiplinsiz olarak tanımlanan Mirsad Türkcan; Türk basketbolunun yetiştirdiği en yetenekli, en başarılı ve yenilgiyi kabul etmeyen en hırslı basketbolcularından biridir.

Kariyeri boyunca elde ettiği başarılar ve kazandığı kupalar dışında basketbolumuza sağladığı en büyük fayda Türk Basketbolcusu’nun da NBA’ye gidebileceğini, burada başarılı olabileceğini göstermesi ve o psikolojik eşiğin aşılmasının mümkün olduğunu hepimize ispat etmesiydi.

Onun açtığı kapıdan Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur, İbrahim Kutluay, Ömer Aşık, Cedi Osman, Furkan Korkmaz daha rahat ve özgüvenle geçmişler ve Türk Basketbolu’nu temsil etmişlerdir.

Bunun için ve basketbol oynayan oğluma ilham kaynağı olduğun için teşekkürler Demir Yürekli, Hırs Küpü Koca Adam!!

Bir de 1998 deki o sıkıcı uçak yolculuğundaki sohbetin için de ayrıca müteşekkirim sana…

Tayfun K.

  • Leave a Comment