THY EUROLEAGUE 6. HAFTA DEĞERLENDİRMESİ

Turkish Airlines Euroleague’de 6. Haftayı geride bıraktık. Temsilcilerimizin mağlubiyetle ayrıldığı bu haftanın toplu sonuçları şöyle;

Cazoo Baskonia 116-87 Maccabi Tel Aviv
Bayern Munich Basketball 81-78 Anadolu Efes
Emporio Armani Jeans Milano 77-83 Real Madrid
Panathinaikos 89-91 Partizan BC
Zalgiris Kaunas 88-81 ALBA Berlin
Olympiacos Bc 82-83 Valencia Basket
FC Barcelona (Barça) 81-80 Fenerbahçe Beko
Segafredo Virtus Bologna 79-84 LDLC Asvel
AS Monaco 85-77 Crvena Zvezda (Kızılyıldız)

Haydi gelin haftayı yine temsilcilerimizin maçları özelinde değerlendirelim… Önce Efes ile başlayalım;

Bayern Munich Basketball – Anadolu Efes

Temsilcimiz Anadolu Efes bu hafta Almanya’da hiç galibiyeti olmayan Bayern Munich deplasmanındaydı.

Son derece çekişmeli ve git-geli çok olan maçı maalesef kaybeden Efes 4.yenilgisini alırken; rakibine de ilk galibiyeti hediye etmiş oldu.(81-78)

Bu maça kadar lacivert beyazlılar özellikle ribauntlar konusunda pek çok kesim tarafından sıkça eleştirilmişti. Ne yazıkki bu maçta da temsilcimiz ribauntlarda üstünlüğü rakibine verdi. (40-35) Özellikle verilen hücum ribauntları epey canımızı yaktı diyebilirim..

Aslında ilk yorumda yazdığım gibi maç hep başabaş gitti desek yeridir. İlk çeyrek (18-18); ikinci çeyrek (20-21); üçüncü çeyrek (24-22) ve son çeyrek (19-17) sonuçlandı…

Farkı yaratan belki de yeni transfer Winston’un attığı 2 tane el üstü zor üçlüğü ve 2.04m’lik Bonga’nın atletik oyunu artı pas dağıtımındaki olumlu etkisi oldu diyebiliriz…

Bayern Munich’te;

Cassius Winston (16 sayı, 4 ribaunt, 7 asist)
Isaac Bonga (12 sayı, 8 ribaunt)
Freddie Gillespie (8 sayı, 7 ribaunt)

Anadolu Efes’te;

Vasilije Micic (24 sayı, 5 ribaunt, 4 asist)
Will Clyburn (21 sayı, 7 ribaunt)
Elijah Bryant (8 sayı, 8 ribaunt, 4 asist)

İle oynadılar…

Bu maçta dikkatimi çeken olaylar;

Vasilije Micic’in Polonara’yı oyuna sokmak için ısrarcı davranması (doğru hareket)
Elijah Bryant’ın ribauntlara yaptığı katkı (8 ribaunt) oldu…

Eleştireceğim noktalar ise;

Her ne kadar skor katkısı konusunda yadsınamaz bir etkileri olsa da Clyburn (36.16 dk) ve Micic (37.54 dk) bu kadar uzun süreler sahada tutulmasının çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum… Hele hele geçen sezonlarda benzer şekilde Vesely’i oynatan ve sakatlanınca bunun sıkıntısını çeken bir Fenerbahçe Beko örneği varken…

Ribauntlarda (özellikle hucum ribauntlarında) geride kalmak sadece uzun oyunculara kalan bir ihale olmaması lazım.. Takımca Anadolu Efes iyi ribaunt pozisyonu alamıyor. Ama özellikle 2 uzun 4 numarayı değiştirmek bu tür uyum problemlerini doğuracaktı. Normaldir şu aşamada ama 4-5 maç sonra hala bu sıkıntı devam ederse o zaman oturup ciddi ciddi düşünmekte fayda var (belki bir transfer??)

Bu maçta yay gerisinde topla buluşan Bayern uzunlarının şut fake sonrasında direk potaya atak etmeleri zayıf karnımız oldu. Atak etmeleri kısmen doğal karşılanabilir ama hiç bir engelle karşılaşmadan çember altına rahatça gelebilmeleri düşündürücü!

Bayern Munich adına ise 2-3 noktayı belirtmek isterim;

Isaac Bonga’nın onlar adına aranan X Factor olduğunu düşünüyorum. Özellikle Lucic üzerindeki baskıyı azaltacaktır.

Yine yeni transfer Winston garip açılara girerek attığı şutlar (çift ayağını sola basarak zıplayarak attığı) her zaman güvenilir olmasa da bu tür yakın giden maçlarda onlar için çözüm anahtarı olacaktır.

Paul Zipser’ın önemli sakatlığı sonrası bu şekilde sahalara dönmesini ve gün geçtikçe çekingenliğini atmasına bir basketbolsever olarak çok seviniyorum… Tekrar hoşgeldin Paul..!!

Kişisel ekleme: Çok fazla eleştirilen Anadolu Efes’in kendini çabucak toparlayacağını düşünüyorum. Temeli / ana omurgası sağlam olan takımlar belki geç toparlanırlar ama toparlanıp forma girdiklerinde de durdurulamaz olurlar… Yeni transfer Isiah S. Taylor skor katkısı da takımı doğru yöne çevirecektir.. Yeterki ribaunt konusunda dikkatli olsunlar!!

MAÇ ÖZET

FC Barcelona (Barça) – Fenerbahçe Beko

Bu sezon THY Euroleague’nin tek yenilgisiz takımı olan temsilcimiz Fenerbahçe Beko haftayı Barcelona deplasmanında geçirdi.

Bir ara 16 sayı geriye düştüğü maçta (60-44) son periyottaki savunması ve gayretiyle maçı kazanma noktasına kadar getiren sarı lacivertliler sahadan 1 sayı farkla mağlup ayrıldı (81-80)

Fenerbahçe Beko aslında maça hiç fena başlamamıştı. Hem Nigel Hayes-Davis hem de (özellikle) Calathes’in extra motivasyonu ile ilk 2 çeyrekte Barcelona ile kafa kafaya mücadele ettik. Maçı kopartabilirdik aslında ama Laprovittola’nın extra şut katkısı onları oyunda tuttu. (O ne biçim yüzdeyle atmaktı valla….)

3. Çeyrekte uzunlardan iyi yararlanan ve pota altımızda bizi güç durumlara düşüren Katalan ekibi farkı 16 sayıya kadar çıkarttı.

Son çeyrek ortalarına kadar çift haneli farklarla geri olan fenerbahçe Beko Koç Itoudis’in Şehmus ve Melih hamleleriyle farkı azalttı ve son saniyelere maçı kazanma noktasına kadar getirdi..

Öyleki perde çıkışı çok zor bir şutu sayıya çeviren Kaptan Melih Mahmutoğlu’na maalesef eski oyumuz Kalinic aynı şekilde karşılık verince moraller bozuldu

Not: Kalinic bu tür sutları senede 3-4 maçta sokar ve genelde playofflarda yüzdesini arttırır ama bu seferde bize denk geldi… Şans işte!!

Buna rağmen son hücumda Motley’ın Laprovittola’nın şutunu bloklaması ile maçı uzatmaya götürme şansı elimize geldi. Fakat bu defa da Motley bir karışıklıktan dolayı (artık ne düşündü ne hedefledi bilinmez) 3 sayı denemesi yerine pota altından bitirince maçı 1 farkla kaybetmiş oldu sarı lacivertliler!!!

FC Barcelona (Barça)’da;

Nicolas Laprovittola (26 sayı, 7 asist)
Nikola Kalinic (14 sayı, 2 ribaunt, 3 asist)
Mike Tobey (13 sayı, 7 ribaunt) ile oynarken…

Fenerbahçe Beko’da;

Johnathan Motley (23 sayı, 7 ribaunt)
Marko Guduric (11 sayı, 3 ribaunt, 3 asist)
Melih Mahmutoğlu (11 sayı) ile oynadı…

Bu maçta dikkatimi çeken olaylar;

Koç Dimitris Itoudis’in ilk yarıda Metecan’ı kullanış şekli ve maçın son çeyreğinde Şehmus ve Melih ile farkı kapatan ikili ile (forma adaleti) maçın sonunu oynaması çok doğru hamlelerdi…
16 sayı geriye düşüşte hucumda acele atışlar deneyip savunmada içerden kolay delinmek en önemli sebeplerdi. Bunlara dikkat etmek gerekiyor…

Eleştireceğim noktalar ise;

Carsen Edwards konusunda sanırım teknik heyetin oyuncuya bazı uyarılarda bulunma zamanı geldi.. Sadece Euroleague’de değil BSL’de de çok fazla içeriye girerek kendisi sayıyı kovalıyor. Çemberin çok fazla altına girdiği içinde top kaybı yaşamak kaçınılmaz oluyor…Anlıyorum o potaya ataklarıyla faul almayı kovalıyor ama beklediği düdükler çalınmadığı zaman hem mental olarak Edwards düşüş yaşıyor hem de takım hızlı hücum yiyerek zarar görüyor… Henüz panik yok ama uyarıya gerek var.. (bence)

Teknik heyet (Başta koç olmak üzere) Dyshawn Pierre’den iyi verim alamıyor diye düşünüyorum. Geçen sezon oynadığı ve artık imzası haline gelen dipten topla buluşup sırtı dönük oynadığı oyunları ben şahsen arıyorum… Ama elbet onunda zamanı gelecektir diye varsayıyorum…

Kişisel yorumum: Fenerbahçe Beko göreceli daha kolay bir fixtur oynayarak Barca deplasmanına geldi. Bu 5 maçlık periyodu dar rotasyonla kayıpsız geçmek doğru bir hamleydi ve tuttu. Hemen methiyeler düzülmeye başlanan takımda doğrusunu söylemek gerekirse ilk gerçek test maçı (daha kırılgan durumda olduğu için Efes maçını saymıyorum) bu maçtı!!

Bu maçta sarı lacivertliler zaman zaman oyundan düşseler ve (hatta) çaresiz kalsalarda 16 sayı farktan geri gelebilmeleri özgüven açısından çok iyi oldu… Hala eksikler var ama artık belli olan bir şey var. Bu takımın MUHAKKAK bir uzuna ihtiyacı var.

Piyasada arayışlarda olduğunu bildiğimiz Fenerbahçe Beko Bjelica geri dönene kadar muhtemelen (ortalama bir perimetre şutu olan) 4 numara oynayan bir oyuncu alacaktır… Bekleyelim görelim…

Not: Motley’e son pozisyonda kızmamak lazım; pek çok faktör kararını etkilemiş olabilir. Problem değil.. Şunu onun için rahatlıkla söyleyebilirim ki bu gelişimini sürdürürse Vesely gibi (belki de ondan daha iyi) kısa savunabilen bir uzun kazanır Avrupa basketbolu!!!

Eski takımlarına karşı oynayan oyuncuların performansları;