Merhaba;
Size bir süredir aklımda olan ve Türkiye kamuoyunda yeterince takdir edilmediği düşündüğü bir birliktelikten; bir başarı hikayesinden bahsetmek istiyorum.
Evet, konumuz TOFAŞ Basketbol ve Orhun Ene….
Şöyle tarihte biraz geriye gidecek olursak, özellikle yaşı bana yakın olanlar eski TOFAŞ’ı yani bilinen adıyla TOFAŞ SAS’ı hatırlayacaklardır. Hani şu 1980’ler ve 1990’lara damga vurmuş şampiyonluk yaşamış bir kulüp olan TOFAŞ SAS’ı.
O organizasyonun / oluşumun tarihçesine şöyle bir bakalım isterseniz..
TOFAŞ Spor Kulübü, 1974 yılında Bursa’daki SAS kulübü ile birlikte TOFAŞ SAS Kulübü adı altında kuruldu. Kulübün kurucu Başkanlığını Yalçın İpbüken yaptı. Kulübün kuruluşu ile birlikte basketbol branşı da faaliyete geçti.
1974-75 sezonunda Bursa 1. Amatör Küme ile basketbol liglerine katılan Tofaş SAS o yıl hiç yenilmeden Bursa şampiyonu olmuş ve 2. Lig’e terfi maçlarını da kazanarak Basketbol 2. Ligine yükselmiştir.
Bir sonraki sezonda da başarılarını sürdüren kulüp 2. Lig’de de şampiyonluk olarak Türkiye Basketbol 1. Ligi’ne yükselmiştir.
Bu yıldan sonra 1. Lig’in istikrarlı ve köklü bir takımı haline gelen TOFAŞ SAS (1988-89 sezonundaki talihsizce küme düşmelerini saymazsak (maalesef averaj ile düşmüşlerdi)) başarılarını sürdürerek 1990-91 sezonunda Fenerbahçe ile final oynamaya hak kazandı.
Son derece çekişmeli geçen o seriyi ( ki Fenerbahçe’nin ilk şampiyonluğudur) 3-2 kaybedip o sezon lig ikinciliği unvanını almıştır.
İstikrarlı yükselişini sürdüren TOFAŞ SAS; 1992-93 yılında Türkiye kupasını kazanmış ve 1996-97 sezonunda son derece şanssız bir şekilde Avrupa Koraç Kupası’nı finalde kaybetmiştir.
Takım olarak son derece etkili performanslar sergiyelen kulüp 1998-99 sezonunda tarihinde ilk defa şampiyon olup bu başarıyı bir sonraki sezonda da tekrarlamıştır. (Bu süreçte kazandıkları Cumhurbaşkanlığı Kupası ve Türkiye Kupası’nı da unutmamak lazım!!)
1999 yılında yönetim kararı ile adından SAS ismini kaldıran kulüp 2000-01 sezonu öncesi idari bir karar ile profesyonel yarışlardan çekilip sadece alt yapıya dönme kararı aldı.
Eveettttt, şimdi bu karardan sonra gelelim TOFAŞ’ın tekrar toparlanma sürecine…..
Bu karar sonrasında ben de dahil herkes kulüp kapandı diyerek karalar bağlamış ve açıkcası basketbolun köklü kulüplerinden birinin yarışma sahnesinden çekilmesine son derece üzülmüştük.
Ama TOFAŞ Kulübü, Başkan Efe Aydan önderliğinde (efsanevi eski basketbolcularımızdan biridir ve Türkiye’ye pivot nasıl oynamalı? sorusunun cevabını öğretmiş kişidir) altyapıda üretkenliğine devam etti. Hatta “TOFAŞ Spor Okulları” ‘dan yetiştirdiği oyuncularla ve yaptığı işbirlikleri ile ( Taç Spor…) basketbola imzalarını atmaya devam ettiler.
Takım bu dönemde tamamen altyapısında yetiştirdiği oyuncuları ile altyapı ve alt liglerde mücadele etmeye devam etti. (1 kere 1. Lige yükselip, yabancısız oynayınca tekrar düştü. 1 kere de tek bir basket yüzünden 1. Lige çıkma şansını kaçırdı)
2009 yılında sonunda 1. Lige çıktıktan ve inişli çıkışlı hatta istikrarsız sezonlar geçirdikten sonra 2015 yılında tekrar 2. Lige düştüler.
Gelelim Orhun Ene tarafına….
1967 doğumlu Orhun Ene; başarılı geçen oyunculuk yıllarından sonra (Eczacıbaşı, Paşabahçe, Fenerbahçe, Ülker ve Galatasaray ve son olarak İTÜ) 2003 yılında aktif spor hayatına son verdi.
Oyunculuk yaşantısından sonra antrenör/koç olarak çalışmaya başlayan Orhun Ene Antalya BBSK, Banvit ve Darüşşafaka takımları ile A milli takımımızı da çalıştırdı.
Orhun Ene ile Tofaş klübünün yolları 2015 yılında Basketbol 2. Liginde (TB2L) keşişti. TOFAŞ’ta baş antrenör olarak görevi devralması ile takım tekrar yükselişe geçti.
2016 yılında tekrar Türkiye Basketbol 1. Ligine yükselen Orhun Ene önderliğindeki TOFAŞ; yaptığı akıllı, hesaplı ve potansiyelli transferler ve alt yapısından yetiştirdiği oyuncularla tekrar basketbolda ses getirmeye başladı.
Bunun ilk örneğini lige yükseldikleri ilk yılda (2016-2017); güçlü takımlar arasından sıyrılıp play-off’a kalarak gösterdiler. Play off larda hiçte fena mücadele etmemelerine rağmen ilk turda; (çeyrek final) o sene şampiyonluğa ulaşacak olan ve Euroleague’i yeni kazanmış Fenerbahçe’ye elendiler.
Bir önemli parantez açmam gerekirse; bu sene Efes’te harikalar yaratan; Vasilije Micic Orhun Ene’nin o sezon öğrencisi idi.
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’ndeki ikinci yılları ise tam bir rüya gibi geçti. Alt yapılarından gelen oyuncuları, ( Yiğit Arslan, Mert Konuk, Berkan Durmaz, Muhsin Yaşar) Türkiye Ligini tanıyan yabancıları (Sammy Mejiha, Kenny Kadji, Tony Crocker), tecrübeli Türk oyuncu Barış Ermiş ve sonradan çok aşama kaydedecek Pierria Henry gibi yabancı bir oyuncu ile MÜKEMMEL kaynaştırarak Playoff’a kaldılar.
Bu kadar ile yetinmeyip önce çeyrek finalde Eskişehir Basket; sonra da yarı finalde Anadolu Efes’i eleyerek finale yükseldiler…. (alkış)
Finalde rakip yine Fenerbahçe idi. Dar rotasyon ve yaptıkları zorlu maçların yorgunluğu yüzünden iyi mücadele etmelerine rağmen şampiyon olamadılar ama taraflı tarafsız herkesin büyük takdirini kazandılar.
Geçtiğimiz sezonda da ( 2018-19) değişen kadrolarına ve (muhtemelen) azalan bütçelerine rağmen ligi Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko’nun arkasından 3. bitirerek (ve yine Playoff yaparak!!) artık bir sistem takımı olduklarını kanıtladılar.
Playoff’larda ilk turda (çeyrek final) Beşiktaş Sompo Japan’ı elemelerine rağmen yarı finalde artık belki de belalıları haline gelmiş Fenerbahçe’ye takıldılar. Buna rağmen özellikle çok iyi oynadıkları serinin 3. maçını şanssız şekilde kaybettiler ama yine tüm alkışları topladılar…
Peki neydi TOFAŞ’ı bu kadar başarılı yapan faktörler?
- Altyapıya önem vermesi, yetiştiği oyuncuları cesurca A takımda oynatması
- Kendi salonuna (yeni yapılan) sahip olması
- Aynı oyun sistemi ile oynaması
- Teknik kadro istikrarı
Yani neymiş efendimmmm??? Devamlı savunduğum gibi altyapıya, genç oyunculara önem vermek, kendi salonunu ve oyun sistemini/karakterini oturtmak başarı için yeterli olabiliyormuş…!!!!
Hem de Türkiye’de yaşamamınıza ve tüm olumsuz şartlara, yetersiz kalan desteklere rağmen!!!
Lütfen unutmayalım…. Başarı için illa büyük bütçeler oluşturmak, tonlarca paralar harcamak gerekmez…!
Gençlere güvenelim çünkü gelecek onlarda!!!
Selamlar;
Tayfun K.